* Mal iyi de değildir, kötü de değildir. Mal, mülk gönüle girerse
onu şımartır. Ve onun sonu olur. Mal mülk iyi niyetle kullanılırsa
faydalı olur. Niyet iyi olmazsa insanın felaketi olur.
* Razzak olan Hak teâlâ, rızıklara kefil olmuş, kullarını bu
sıkıntıdan kurtarmıştır.
* Aza kanaat etmeyen çoğu bulamaz. Kendinize güvenmeyin.
Allahü teâlâya güvenin. Size düşen görev budur. Sabah kuş gibi…
Yuvasından çıkıyor, tevekkül ediyor, akşama tok dönüyor.
* Malı zarardan korumanın ilacı, zekât vermektir.
* Zekat niyeti ile bir kuruş vermek, dağlar kadar altını sadaka
olarak vermekten kat kat daha sevaptır.
* Borç yükü altında ezilmektense, taş taşımayı tercih et.
Yoksulluktan korun. Yoksul düşenin dini ve aklı zayıflar ve mürüvveti
kaybolur.
* Bir zenginle arkadaş olduğun zaman, onun yanında dereceni
düşürmek istemiyorsan kendisinden bir şey isteme. Çünkü istemek
insanoğlunun yüzünde siyah bir lekedir. Verileni red eden kimse ise,
verenin gözünde büyük ve ona karşı makamını korumuş olur.
* Zenginlerin, alçak gönüllü olması güzeldir. Fakirlerin ise onurlu
olması lazımdır.
* Allahü teâlâ rızka kefildir ama imana kefil değildir.
* Düşünmekle ibadet olmaz, oturmakla ticaret olmaz.
* İslamiyet’te paranın yeri, kalb değil ceptir. Para, müslümanın
kalbinde değil cebinde olmalı. Para, kalbde ise bu kötüdür ve
sevilmez. Bir cep dolu olunca kalb boş olur. İki cep dolu olunca kalb
bomboş olur. Cepte olmazsa, kalbde olur. Cepler boş olursa, kalb
dopdolu olur hem de cerahatla karışık.
* İhtiyaçsızlık azgınlığa sebep olur.
* Asıl cömert, veren değil, verdiğine sevinendir.
* Allahü teâlâ dünyada müslümanlara da, kâfirlere de rızık
veriyor, rahatlık, huzur veriyor. Kâfirle müslümanı dünyada ayırt
etmiyor. Müslümanlar Allahü teâlânın dostudur. Kâfirler düşmanıdır.
Dünyada dostla düşman ayrılığı yok fakat ahiret öyle değil. Ahirette
dostla düşman ayrılacak. Müslümanlara nimetler, kâfirlere azaplar
var.
* Elhamdülillah müslümanız. Cenab-ı Hakkın büyük ihsanına,
büyük lütuflarına kavuştuk. Milyonda kişilere verilmeyen büyük
saadet verildi. O da Elhamdülillah ki iman ettik. Bu imanın
güzelliğini, bu imanın letafetini anlatmak zorundayız. Nasıl
anlatmalıyız. Evvela bu imanın tezahürü bizde teşekkül etmelidir.
Yalan söylememeliyiz. Hırsızlık, hile yapmamalıyız. Verdiğimiz
sözde durmalıyız. İslam ahlakı ile ahlaklanmalıyız. Gıybet dedikodu
yapmamalıyız. İnsanların kalblerini kırmamalıyız. Güler yüzlü
olmalıyız. Ailelerimizi üzmemeliyiz. İnsanlar hasretimizi çekmeli.
Zaten müslüman hasreti çekilen insan demektir. Herkes, ah bir
görsek, bir dinlesek demeliler.
Böyle olursak anlatmaya lüzum yok. İnsanlar anlar. Herkes iyiyi
kötüyü fark eder. Ve müslümanlığa rağbet besler. Ama siz güzel
numune olmadan, allame-i cihan olsanız, faziletler en güzel
kelamlar ilimler sizde olsa hâliniz bozuksa insanlara zarar verirsiniz.
İslamiyet’e de zarar verirsiniz.
Evvela iğneyi kendimize batıralım. İyi bir müslüman olmaya,
müslümanları sevmeye ve hatta sevilmeye çalışalım. Nefsimize zor
gelen şeylere veya nefsimize zorluk verenlere dua edelim. Kalbinin
nurlanmasını istiyorsan, kızdıklarına dua et.
YEREL HABERLER
13 saat önceMANŞETLER
8 gün önceDÜNYA
8 gün önceBİLİM VE TEKNOLOJİ DÜNYASI
8 gün önceDÜNYA
8 gün önceMANŞETLER
18 gün önceSAĞLIK
23 gün önceVeri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.
Yorum yapabilmek için giriş yapmalısınız.