ANAMA MEKTUP
Kış yağmurları
Erken bastırdı anacığım.
Dışarıda yağmur şıpır şıpır.
Sessizliği yutmuş odam.
Yalnızım, yapayalnız
Dışarıda yuağmurun sesi
İçeride kulakları kirişte ben
Dilsiz odamın duvarlarında
Dalga dalga; türlü türlü
Hayaller uçuşuyor
Köyün gene buğulu bir akşamı.
Hava ıslak.
Sokaklarda in-cin yok,
Bazı pencerelerde ölgün ışıklar.
Ocak harıl harıl yanmakta
Kaygısız, istekli..
Sen bir yanda
Alım yazılarım yazılı ellerinle
Bir şeyler örüyorsun;
Bir yanda babam
Diz çökmüş rahlenin başına
Her zaman ki gibi anacığım
Kur’an okumakta.
Çocuklar ocağın başına dizilmişler.
Mısır mı patlatıyor büyük kardeşim?
Ötekilerin gözü hep onda
Çocuksu çocuksu
Kavuracaktan küllerin içine sıçrayan
Mısırları kapışıyorlar.
O mısırlar var ya anacığım
Ateşe, küle düşen,
Çocukların kapıştıkları
Tadına doyulmaz onların
Benim de alasım geliyor
Kaparcasına çocukların ellerinden
Ben öğretmenim anacığım
Sizinkiler gibi çocuklarım var.
Cıvıl cıvıl yaramaz mı yaramaz
Sınıflar dolusu çocuk.
Allah öğretmene kıskanmadan verirmiş
Kimisi dünyalar dolusu neşe
Kimisi dünyalar dolusu şeytanlık.
Sınıflar öğretmenin dert ortağı
Sınıf havası, sınıf tahtası
Tebeşir tozu, çocuk sesleri
Karı eriten güneş gibi
Eritir… Eritir…
Tüm dertleri, kaderi.
Çocuklarım var anacığım
Baharı karı delip çıkan
Kardelenler gibi
Ağrı dağında gelmişler.
Ak ruhlarını kar yıkamış
Ürkek ürkek dolaşan
Köy çocukları.
Çocuklarım var
Yamalı sırtları parça parça;
Ayakkabısı, çorabı yok
İçi sımsıcak dışı soğuk
Çocuklarım var tertemiz
Titiz bir ana giydirmiş.
Pırıl pırıl elbiseli
Eli çantalı…
Olsun anacığım
Çeşitli olsun çocuklarım.
Onların ümidi bir
Okumak, insan olmak…
Son sözüm şu anacığım;
Ben bir ağaç, onlar dalım;
Ben onların onlar benim.
Abdulkadir Ünlü