Hikmet ehli zatlar buyuruyor ki:
Mahşer günü, 50 bin ahiret senesidir. Ahirette bir gün, dünyanın
bin senesidir. Güneş bir mızrak boyu alçalacak. Böyle büyük bir
azap var. İnsanlar sıkıntı içinde olacaklar; fakat Mevlana Halid-i
Bağdadi hazretleri buyuruyor ki:
(O mahşer günü, Ehl-i sünnet itikadında olan ve bu yolun
büyüklerine muhabbeti olan için, arşın altında gölgede iki rekât
namaz kadar olacak.)
Bunu bilen, buna inanan, buna iman eden bir insan, nasıl
sevinmesin? O neşelenmesin de kim neşelensin! Ne büyük saadet,
ne büyük devlet! Dertlerin, sıkıntıların, fakirliğin ne önemi var;
bunların hepsi geçicidir. Biz kalbimizdeki imanımıza bakarız.
İmanımız doğruysa en büyük saadet ve zenginlik budur. Onun için,
dinin temeli imandır. Doğru imanı olan en büyük zengindir.
İnanmak, sadece bilmek değildir. Mermere yazı yazmak gibi
olmalıdır. İnsan bildiğini unutur; ama imanını unutmaz. Çünkü
imanın akılla alakası yoktur. En son olarak can yani ruh kalbden
çıkar. Beyinden çıkar, kulaktan çıkar, burundan çıkar, yani artık
onlar vücuttaki faaliyetlerini yerine getiremez hâle gelir; ama
kalbden çıkmaz, hemen çıkmaz. Yani kalbden en son çıkar.
Dolayısıyla kalbde Allahü teâlâya ve onun sevdiklerine karşı sevgisi
olan, kalbde doğru imanı olan, imanlı gider. İşte bunun için, sevgisiz
dünya olmaz, muhabbetsiz, aşksız din olmaz. Nasıl, kurtulmak için
kurtulanlarla beraber olmak lazımsa, aşka kavuşmak için de,
âşıklarla beraber olmak lazım; çünkü aşk bulaşıcıdır. Kimde aşk
varsa yanındakilere de bulaşır.
Bunlar ölmesin ben öleyim
Bir ilim yuvasında çok sadık bir kedi varmış, sahiplerine çok
bağlıymış. Bir gün bu ilim yuvasında büyük bir kazanda süt
kaynatıyorlarmış. Kedi çok huzursuz olmuş. Bir oraya, bir buraya
koşuyormuş. Sürekli bağırıyormuş; ama derdini kimse anlamamış.
Yahu bu kedi hasta mı, yerinde duramıyor, bir oraya bir buraya
zıplıyor, buna ne oldu demişler; ama derdini anlayan yokmuş.
En sonunda kediyi kimse anlamayınca, o da kaynar kazanın
içine atlamış ve ölmüş. Bu süt içilmez diye kazanı indirip sütü
dökmüşler.
Bir bakıyorlar ki, içinde ölmüş ve de zehrini kazanın içine
akıtmış büyük bir yılan var. Sütü içen ölecek…
Kedi, ben buradan ekmek yedim, bu evden çok iyilik gördüm,
bunlara zarar gelmesin, bunlar ölmesin ben öleyim diye kendini feda
etmiş.
Fedakârlık varsa vefakârlık vardır. Fedakârlık yoksa vefa yoktur.
MANŞETLER
8 saat önceMANŞETLER
9 saat önceEKONOMİ
10 saat önceMANŞETLER
10 saat önceMANŞETLER
10 saat önceMANŞETLER
4 gün önceMANŞETLER
6 gün önceVeri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.
Yorum yapabilmek için giriş yapmalısınız.