DOST SEÇME SANATI !!!
ALİ ÇOKYİĞİT
BOKS ANTRENÖRÜ
DOST SEÇME SANATI !!!
İnsanın çapı, dostlarının çapı kadardır.
Dostlarımızın, boyasıyla boyanır, ahlakı ile ahlaklanırız. Kişinin kalitesini, dostları belirler. Kim olduğunu bilmek isterse, kimlerle dost olduğuna bakmalı insan. Herkes, kendi ayarına, aklına göre dost edinir. Her kuş, kendi cinsiyle uçar. Kartallar kartallarla… Kargalar kargalarla.
Hayallerini, umutlarını, hedeflerini gerçekleştirmene destek veren, seni yüreklendiren, sana omuz veren, seninle aynı yöne bakan, aynı değerlere sahip insanla dost olmalı.
Akıllı insan, kime akıl danışacağını bilen insandır.. Akıl danışacağın insanla dost ol. İnsanın hayatında, mutlaka kendine öğüt veren gerçek dostları olmalı..
Çünkü gerçek dostlar, İnsanın “Hayat Sigortasıdır..” Nasıl bir insan olmak istiyorsan, öyle insanlarla dost ol. Yüreği temiz insanla dost ol. Edindiğin dostlarının fikirleri kirliyse, senin “Kalbin ve Fikirlerin” Ne kadar temiz olursa olsun, er ya da geç senin de kalbin ve fikirlerin kirlenir..
Duygular gibi, değerler ve inançlar da kişiden kişiye sirayet eder. Doğru yolu yanlış insanla yürürsen, yolunu da doğrunu şaşırırsın.
Fedakarlığı, iyiliği, merhameti, sevgiyi istismar eden kişi, “Ahmağın” ta kendisidir..!!!
Vefa, sadece “Asil Ruhlu” insanlarda bulunan bir özelliktir.. Vefası olmayan, duygularını istismar eden ahmak adamdan uzak dur..
Kendisine yapılan bir iyilik karşısında, teşekkür etmeyen ve kendisinin yaptığı hatadan dolayı, özür dilemeyen insanlardan uzak dur..!!
Asla dikene de güle de aynı değeri verme. Bu senin gülü de dikeni de tanımadığını gösterir..
Usta şair İsmet Özel’in deyimiyle;
“Karlı Bir Gece Vakti Uyandıracağın”
Dostlar bul kendine..
Bir insanla birlikte olduğunda, mutlu hissetmen ve zevk alman seni aldatmasın.!!!
Gerçek dostlukta, bundan daha fazlası gerekir.
Yanında bulunduğunda,
“İç Huzursuzluğu Hissettiğin” İnsandan uzak dur.!!!
İç huzuru, gerçek dostla sahte dostu ayırabileceğin en sağlam duygudur..
Çünkü,
“İç Huzursuzluğu” duyguların “Sigortasıdır..”
Gerçek dostlar insana, mutluluğun yanında,
İç huzuru verir.!!
Ulu bilge Tebrizli Şems ne güzel söylemiş;
“Biri gelir seni sen eder, biri gelir seni senden eder.!!
Unutma! Güvenine layık olmayan, Sevgine de layık değildir.. Güven, sevgiden önce gelir…
Güvenmeden sevmek, dost olmak, üç günlüktür.. Güvenerek sevmek, dost olmak,
Çünkü, insanların, bir gerçek değerleri, bir de “Sözde, Sahte Değerleri” vardır..
Sözde, herkes dürüsttür, adildir, anlayışlıdır, cömerttir, yardımseverdir, tutarlıdır, ahlaklıdır..
İnsanın gerçek değerlerini, sözü değil, nasıl bir insan olmak istiyorsan, O kalitede ve özellikte insanla dost ol.
Çünkü, arifle oturan, arif kalkar.. Cahille oturan, cahil kalkar..
Son söz;
“Bazı İnsanlar, Bazı İnsanlara Şifadır…
… Öyle İşte …
~ ALİ ÇOKYİĞİT ~
BOKS ANTRENÖRÜ
Hayat Treni
ALİ ÇOKYİĞİT
BOKS ANTRENÖRÜ
Doğarken bindiğimiz trende anne ve babamızla tanıştık.. O zamanlar onların hep bizimle seyahat edeceklerini sanıyorduk..
Oysa, İstasyonun birinde onlar trenden ineceklerdi.. Ve bizi yolculuğumuzda yalnız bırakacaklardı..
Zamanla, Trene başkaları da bindi..
Ve bizim için önemliydiler.. Kardeşlerimiz, arkadaşlar, çocuklarımız, hatta hayatımızın aşkı…
Birçoğu inmiştir arkalarında üstelikde kalıcı bir boşluk bırakarak.. Kimisinin de eksikliği o kadar farkedilmez olmuştur ki, yerlerinin boşluğunu bile farkedememişizdir.. Bu tren yolculuğu neşe, keder, hayaller, beklentiler, merhabalar,
Allahaısmarladıklar ve vedalarla doludur..
Burada başarı, tüm yolcularla iyi ilişkilerde olmaktır.. Bunun için de elimizden gelenin en iyisini yapmalıyız.. Ancak, Hepimizin karşı karşıya olduğu bir muamma var.. Hiçbirimiz hangi istasyonda ineceğimizi bilmiyoruz..
İşte bunun içindir ki, en iyi şekilde yaşamalı, en iyi şekilde sevmeli, affetmeli, olduğumuzun en iyisini yansıtmalıyız.. Burası çok önemli, çünkü trenden inip de yerlerimizi boş bırakacağımızda.. Yaşam treninde yolculuğa devam edeceklerde, güzel anılar bırakmalıyız…
Öyleyse,
Yaşam treninde size iyi yolculuklar diliyorum.. Çok sevgi verin, başarı biçin! Son olarak da, trenimde yolcu olduğunuz için, her birinize teşekkür ederim…
Ha, unutmadan!
Şahsen trenden bu yakınlarda inmeye hiç niyetim yok! Yine de, ola ki indim.! Sizinle seyahat bir zevkti.!
İyi ki, binmişsiniz..!
11 Ekim Dünya Kız Çocukları Günü
ALİ ÇOKYİĞİT
BOKS ANTRENÖRÜ
11 Ekim Dünya Kız Çocukları Gününde
Benim Sözüm Kız Çocuğu Olan Babalara …
Kızlarınıza vakit ayırın!
Ve onları çok ama çok sevin..
Anlattıklarını dinleyin ki, Onları
İlk dinleyen adamın kendilerini
Sevdiğini sanmasınlar..
Onları güldürün, birlikte eğlenin ki,
Beraber eğlendikleri ilk adamın
Peşine takılıp gitmesinler..
Gözlerinin içine bakın, göz bebeklerinizde
Kendilerini görsünler ki,
Gözlerinin içine yalandan bakıp
Sevgi sözleri söyleyen adamlara
Kanıp hayatlarını heba etmesinler..
Kızınızı ne kadar çok sever
Ne kadar çok ilgilenirseniz
Onları suistimal edilmekten,
Kullanılmaktan O kadar,
Korumuş olursunuz..
Babalarından yeterli desteği ve ilgiyi görmeyen
Kız çocukları başka erkekler tarafından
İstismara açık hale gelirler..
Kız çocuğuyla ne yapılır, erkek olsa
Balığa gidersin maça gidersin demeyin..
Balığa da gidilir, denize de, maça da ..
Cinsiyet ayrımcılığı yapmayın..
Oturup evcilik oynayın demiyorum..
Ama en azından onun kurduğu
Oyunun izleyicisi olun..
Ona tanık olun ki,
Kendini göstermek dikkat çekmek için,
Olmadık çabalara girmesin büyüdüğünde..
Eğer bir kız çocuğunuz varsa bilin ki,
Kızınızın hayatındaki en önemli figür babasıdır.
Baba kız arasında kurulan ilişkinin niteliği
O kızın hayatı boyunca kuracağı ilişkilerin
Niteliğini belirler..
Babasız olmak zordur..
Baba varken yoksa,
İşte o daha da zordur..
Kız çocuklarını çok iyi koruyun ki,
Kendilerini korumayı öğrensinler..
Koruyun derken kısıtlayın demiyorum..
Onları kırılmaktan, kandırılmaktan,
Cehaleletten koruyun..
Kızlarınıza güvenin..
Kızlarınızın eğitimi için varınızı
Yoğunuzu ortaya dökün..
Güç verin onlara ki, gücü dışarıda
Bir yerde başka birilerinde aramasınlar..
#11EkimDünyaKızÇocuklarıGünü❤️
~ ALİ ÇOKYİĞİT ~
BOKS ANTRENÖRÜ
. . . ÖLÜM . . !
ALİ ÇOKYİĞİT
BOKS ANTRENÖRÜ
Her sabah sela seslerini duyuyoruz,
Birilerinden ölüm haberleri alıyoruz,
Bir vesileyle mezarlıkların önünden
geçiyoruz..
Birbirimize sıklıkla,
Zaman Çabuk Geçiyor,
Ölüm Var, Dünya Yalan… Diyoruz..
Taş çatlasa 100 yıl dan fazla
yaşamayacağımızı da biliyoruz…
Peki o zaman nedir bu dünyaya dalışlarımız?
Bu aldanışlarımız,
Asıl yurdumuzu unutmalarımız,
Birbirimizi kolayca kırıp,
Kırılmalarımız neden?
Koşar adımlarla,
Ama birbirimizi ezerek nereye gidiyor,
Neye ulaşmayı hedefliyoruz?
Zaman yetmiyor bize…
Çünkü zamanın kıymetini bilmiyoruz.
Bu yüzden yavaşlamıyor,
Çarçabuk kayıyor ellerimizden…
Yükselen binalarla beraber,
Büyüyen kibirlerimizi,
İçinde insan kalamadığımız süslü
Ve pahalı kıyafetlerimizi,
Yanıbaşımızdakine uzanamayan ellerimizi,
Hakikati görmemek için,
Kapattığımız gözlerimizi,
Ölüm dize getirir ancak…
Her nefis ölümü tadacaktır.!
Sizi bir imtihan olarak kötülük
Ve iyilikle deneyeceğiz.
Hepiniz de sonunda bize döndürüleceksiniz…
(Enbiya/35)
Ayette Rab’bimiz iki şaplak demiyor,
Ölüm Diyor Ölüm!
Çok sevdiğimiz,
Hemencecik sıkılan canımızın,
Bakmalara doyamadığımız bedenimizden
Çıkıp gitmesinden söz ediyor…
Ayy Öldüm, Bittim demek gibi bir şey değil..
Gerçekten ölmek ve bitmekten bahsediyor.
Ölüm ne haldeyken bulacak bizi?
Tv başında sabah programına
Veya dizilere dalmışken mi,
Akıllı telefonlarımızda kaybolmuşken mi?
En popüler kliplerle ritm tutarken mi?
Randevu vermiyor, “Geliyorum” demiyor ölüm.
“Hazırlığın Var mı Yok mu ?” diye sormuyor…
Kefenlerimiz vakkodan mı olsun?
Çenemize bağlanan çaput hint ipeği mi?
Ahh o soğuk toprağa nasıl gireceğiz..
Daha yeni botoks yaptırdığımız,
Kaşlarımızı şekillendirdiğimiz narin yüzümüz
Toprağa nasıl dayanacak?
Pervasızca işlediğimiz günahların
Zift gibi kapladığı,
Taştan daha katı kalplerimiz ne olacak?
Ölüm gelmeden nasıl temizleneceğiz?
Nasuh bir tevbe nasib olacak mı ?
Ya da gayret edecek miyiz arınmak için?
“Off İçim Karardı” dedi biri…
“Kabrin İçi Daha Karanlık” dedi diğeri…