05 Temmuz 2022 Salı
ÖNCER ÜNLÜ
Tiyatroyu oldum olası çok sevmişimdir. Tabii sevmemdeki en önemli etken rahmetli babamın edebiyatçı ve yazar, annemin ise Türk folklorunun içinden gelmesidir. Bana göre tiyatroyu diğer sanat dallarından özel kılan oyuncuların, dekor ve kostümlerin gerçek olmasıdır. Büyük emek ve çaba harcayan tiyatro sahne ve sahne arkası ekibine her zaman büyük saygı duymuşumdur.
Her yıl Adanalıların heyecanla ve merakla beklediği, büyük ilgi gösterdiği festival, Pandemi nedeniyle sadece 2020 yılında yapılamamıştı. Bu yıl 23.kez düzenlenen Devlet Tiyatroları ve Sabancı Uluslararası Adana Tiyatro Festivali anımsanacağı gibi 27 Mart Dünya Tiyatrolar Günü’nde başladı ve etkinlikler 30 Nisan da sona erdi.
Uzun yıllardır bu festivale giderim ve birçok oyunu da izlemişimdir. Oyunlardan sonra profesyonelce eleştiri yapmak benim gibi amatör bir izleyicinin haddine düşmez, sadece kendi fikirlerimi söyleme hakkı verir. Yine de her seyirci her oyun sonunda kritik yaparken farklı düşünebilir bunlara da saygı göstermek gerekir.
Bu yılın artılarından birisi biletlerin %90 nının internet üzerinden satılmasıydı. Böylece yıllardır gece yarılarından sıraya giren bilet almaya çalışan tiyatro severler rahatlamış oldular. Festivalin ikinci artısı da ” Oda Tiyatrosu” nun güzel bir şekilde dizayn edilip izleyicilerin hizmetine girmesiydi.
Tüm oyunlara gerçekten ilgi çok yoğundu. Birçok oyunda dışarda bilet bulamayan Adanalılar gördüm. Bu takdire şayan bir olay. Fakat seyrettiğim 17 oyunun en az yarısında oyunlar oynanırken, bilinçsiz ve vurdumduymaz izleyicinin çalan cep telefonları maalesef bir çuval inciri de batırdı. Bu da bizlerin maalesef her konuda olduğu gibi tiyatroda da bir kültürümüzün olmadığının tescilidir. Bunun yanı sıra yanımda ya da ön taraflarda oturan izleyicilerinde bir kısmının nerdeyse her on dakikaya bir telefonlarının ışığını açıp mesajlarına bakmasını saymıyorum bile. Bu izleyici bir de dışarı çıkıp oyun yorumu yapıyor güleyim mi ? ağlayayım mı ? bilemedim.
İzlediğim oyunların bir çoğu maalesef, festivale daha önceki yıllarda gelen oyunların kalibre olarak altındaydı. Bence festival komitesinin seneye daha iyi seçimler yapması gerekir.
Festivale ” Kürk Mantolu Madonna ” oyunu ile katılan Diyarbakır Devlet Tiyatrosu oyuncuları, özellikle Eylül Aldanmaz, Mustafa Latifoğlu başta olmak üzere diğer oyuncular; yine A. ÇEHOV’ un başyapıtlarından biri olan ” Vişne Bahçesi ” oyunu ile katılan Kocaeli Şehir Tiyatrosu
oyuncuları başta; Esra Bezen Bilgin, Ezgi Özbalı ve diğer oyuncuların performansları doyurucuydu, bunu da aldıkları alkışlarla gösterdiler.
İstanbul Devlet Tiyatrosu’nun ” Seneye Bugün ” oyunu ve Ankara Devlet Tiyatrosu’nun ” Gökkuşağının Sonu ” isimli oyunu performansları her daim yüksek olan oyuncular ;Celal K. Kınoğlu, Gerçek Alnıaçık ve Şirin Giobbi ” ye rağmen bende pek etki bırakmadı. Bazen oyun seçiminin yanlışlığı oyuncunuz iyi de olsa oyunu kurtarmaya yetmiyor. Yine İzmir Devlet Tiyatrosu’nun sahnelediği ” Karıncalar ” akılda kalacak bir oyun değildi.
Festivale katılan özel tiyatrolara gelirsek ; ” Acı Kaybımız ” da yılların ustası Lale Mansur ve yanında genç yetenek Gizem Aldemir göz kamaştırdı. ” 10 Saniye ” isimli oyunda yer alan ve filmlerden tanıdığımız Nergiz Öztürk ve Algı Eke’de sahnede hak ettikleri alkışları topladılar. ” Kum Zambakları ” nda Evrim Doğan ile Umut Kurt ikilisi, ve “Timsah Ateşi ” nde de yine film ve tv den tanıdığımız Funda Eryiğit ve Hazar Ergüçlü’nün performansları çok iyiydi. Ama ” Timsah Ateşi ” oyununun konusu bence bize çok yabancıydı.
Her ne kadar olumlu ya da olumsuz eleştirilerde de bulunsak böyle bir festivalin yıllardır güzel bir organizasyonla seyirciye ulaşması, cüzi rakamlara özellikle özel tiyatroların oyunlarının izlenilmesi Adanalı tiyatro severler için bir şanstır. Yine de benden söylemesi çıtanın yeniden yükseğe çıkarılması gerek…
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.