ŞÜKRÜ IŞIK

ŞÜKRÜ IŞIK

23 Nisan 2024 Salı

AYNANIN KARŞISINDA…..

AYNANIN KARŞISINDA…..
0

BEĞENDİM

ABONE OL

ŞÜKRÜ IŞIK

Sürprizlerle dolu bir seçim süreci yaşadım. Kozan Birlik Platformu çalışmalarını yaparken, buna paralel olarak Mekin Şahin ve Mansur Aladağ adaylıklarını beklerken son dakika da kendimi Kozan Belediye Meclisi kontenjan adayı olarak buluverdim. Belediye başkan adayı yeğenim dediğim Gizem Aksoylu bir gece yarısı operasyonu ile sisteme dâhil ediverdi beni.
Bu arada Adana’da Rengin Metin, Beytullah Sorgun, Turan Işık muhtar adaylarımdı…
Netice tüm seçimleri kaybettim….
Mekin ile Mansur aday olamadı, aday olan bizlerde sandıktan çıkamadık.
Bunun kritiğini yapmak istemiyorum, her ne kadar CHP adayı olmuş olsam da CHP li değilim, onların iç işlerine karışmak yakışmaz.
Sadece bir cümle söylemezsem içime oturur.

CHP Kozan’da tarihi bir fırsatı  (kendi iç sorunlarını aşamadığı için) kaçırdı. Biz seçimi kazandık, CHP örgütü ve örgütle kapışan partililer kaybettirdi.

27 Nisan İYİ Parti kurultayı. Beklentim Musavvat Bey kazanır, olağan kurultaya kadar götürür olağan kurultayda emaneti sahibine teslim eder.
Aksi sonuçlar büyük sürpriz olur…
Gönlümden geçen isim ise sn. Akalın….
İyi partili olmadığım için fazla derinlemesine girmeyelim.
Zafer, Milli yol, BBP, Ata vs.. Değerlendirme dışı bırakıyorum, kusura bakmasınlar…
Ufaktan yaylım ateş atış yapmaya çalışan sn. Sinan Oğan ve sn. Yavuz Ağıralioğlu bence treni kaçırmış yolcu gibiler… Bilmiyorlar ki o istasyona bir daha tren gelmez.

Bu günlerde merak ettiğim, takip etmeye çalıştığım, sır vermeden süreci götüren prof. Dr. Yusuf Halaçoğlu ve ekibi parti kurma çalışmaları…
Birkaç aydır hummalı bir çalışma içerisindeler, çok iddialılar, beklenmeyen ama ses getirecek bir çıkışla sahne alacaklarını düşünüyorlar. Bildiğim kadarı ile seçim bitsin ortalık durulsun sonra sahne alırız noktasındalar.
Bakalım… Görelim… Mevla neylerse elbet güzel eyler…

Geçen yaşadığım bir olaya endirekt cevap Kadir kardeşe da selam olsun Bu vesile ile bu konudaki kanaatimi yazıvereyim.
Ben PARTİSİZ ÜLKÜCÜYÜM. Bizim kuşak binlerce ÜOD yöneticisi benzer durumdayız.
Biz bu noktada isek, İYİ Parti, Zafer, Ata, BBP, Deva, Gelecek hatta CHP’de siyaset yapıyor isek bunu biz değil MHP üst yönetimi düşünecek…
Çizgiden çıkan biz değiliz….
Biz hala 80 öncesi Ocaklı çocuklarız…
Bir Mansur Yavaş CHP’de, bir Selçuk Özdağ Saadette, bir Musavvat Dervişoğlu İYİ Partide siyaset yapıyorsa MHP yönetimi “ Biz nerde yanlış yaptık” diye düşünecek…
78 kuşağı ÜOD yöneticisi  ömrü cezaevinde geçmiş abilere yıkım yapılıyorsa, hatta bıçaklanıyorsa, hatta ve en acısı Sinan Ateş keşlere ihale edilerek öldürülüyorsa…..
O nedenle ne bana ne de başka partideki Ülküdaşlarıma kimse laf atamaz…
Son olarak şunu ifade edeyim.
AKP-MHP iktidarı başta iken, resmi kurum tabelalarından TC silinirken sessiz kaldınız, şimdi CHP li belediyeler kazandıkları her yerde ilk iş tabelalara TC ibaresini koydular… Göz yumulduğu için ruhsatsız iş yeri açan, kaçak çalışan Suriyeliler başta mültecilerle mücadele başlattılar…
Kısaca teoride MHP nin yapması gerekeni CHP yapıyor BENDE ALKIŞLIYORUM….

Aynanın karşısında kendime bakarken satırlardan bunlar döküldü.
Sürçü lisan etti isem affola. Her şeye rağmen, genel prensibimdir ÜLKÜDAŞLIK HUKUKU ESASTIR.

Muhabbetle

Devamını Oku

Yerel Seçimin Ardından

Yerel Seçimin Ardından
0

BEĞENDİM

ABONE OL

ŞÜKRÜ IŞIK

An itibari ile devam eden itirazlar, iptal edilen seçimler olsa da bir yerel seçimi daha sonlandırdık. Türk milleti iktidara “ Aklını başına al” sarı kartını gösterdi. Umuyorum mesaj yerine ulaşır, Ekonomik kargaşa, partizanlık, beşli çete, bop sevdası, mülteciler gibi toplumu derinden etkileyen konularda düzeltmeler, düzenlemeler yapılır…
Umarım iktidar ikazın farkına varır.. Çünkü farkına varmazsa ilk genel seçimde iktidar gider de o zamana kadar bizim elimizde ne kalır orası muamma….

Cezaevinden çıktıktan sonra istişare için bir araya geldiğimiz amcaoğlu, avukatım, adaşım av. Şükrü Işık abim bana özet olarak “ Mikrodan makroya giden bir çizgide Milliyetçilik yap” demişti. Yani önce köyün, sonra ilçen, sonra ilin sonra ülken….
“ köyünü ilçeni düzene koymadan ülkeyi kurtarmaya çalışırsan ne köyüne ne ilçene faydan olur ülkeyi kurtarma işinde ütopya olarak kalır sonuçta da cezaevini boylarsın” demişti…
Yıllar geçtikçe bu nasihatin bende bir yol haritası olduğunu gözlemledim. Ailemden başlayarak mikrodan makroya giden bir çizgiyi benimsedim.
25 Mart 2009 Helikopter faciasından sonra kahren siyaseti tamamen bırakmıştım. O tarihten sonra “ Partisiz Ülkücüyüm” diye anons etmiştim.
Bu yerel seçimde “Yeğenim” dediğim Sudiye Gizem Aksoylu’yu desteklemek adına ismen de olsa geri dönüş yapmış oldum.
Netice seçim bitti.
Adana özelinde özellikle takip ettiğim üç ilçe hakkında kısa yorumlar yapacağım.
Kozan’da Gizem kazanması gereken bir seçimi kaybetti. Bunda aday adaylık sürecinde, aday olmasını engellemek adına CHP’li bazı merkezlerin “ İthal aday istemeyiz” kampanyasının bir negatif algıya dönmesi… Kendi örgütte olduğu halde ruhu başka yerde olan kesim… İlla şu aday olmalı diye anons edilen şahsın aday olmayınca parti değiştirmesi, meclis sıralaması sırasında örgütün yaptığı
( dolayısıyla Gizem’e yaptırdığı) sıralama hataları yüzünden küskünlükler, kırılganlıklar… vs vs
Kısaca Gizem seçimi kazandı, CHP seçimi kaybetti… Dost acı söyler…
Büyük şehir, ilçe başkanlık, ilçe meclis üyeliği oylarını inceleyin anlarsınız ne demek istediğimi….
İlçede belediye başkanlığında 3. Parti, belediye meclisinde 2. Partiyiz…
Hangi CHP’li gurup mecliste CHP’ye oy verirken başkanlıkta başka partiye oy verdi????
Sarıçam’da CHP bir şekilde kendi bürokratı olan ve İyi partiden aday adayı olan Mansur Aladağ’ı ikna edip CHP adayı yapsa idi, Sarıçam’da Mansur ile CHP seçimi kazanırdı.
Bunu her ortamda tartışırım… Bu nokta da hem aday olacağı parti seçimi hatası nedeniyle Mansur kardeşim hem de CHP hatalı tercih yaptı…

Feke, Ahmet Sel sevdiğim bir kardeşim, iki dönem bölgeme hizmet etmiş bir başkan. Bu dönem damadı MHP’den, hanımın yeğeni CHP’den aday oldu… İki akraba arasında seçim kıran kırana geçince Mehmet Yasa gibi Mustafa Aksoy gibi ağır abileri listesine alan Yeniden Refah adayı Cömert Özen zorlanmadan seçimi alıverdi.
Bu sonuç Feke kötü bir sonuç değil, sayın başkanı tanımasam da Mehmet Yasa hocam ve aynı zamanda kuzenim olan Mustafa Aksoy hocam hizmetin en olumlu şekilde yansıması için yeterli isimler…
Burada sadece şunu vurgulamak istedim… Siyaset yanlış hamleyi affetmez…. Kızıloluk ya da Şener’den biri aday olsa idi seçimin rengi değişirdi. Aynı mecradan beslenen iki aday seçim kaybettirir.
Seçim sonuçlarının yerelde Adana için genel de ülkem için hayırlı olmasını dilerim. Muhabbetle….

Devamını Oku

SİYASET AMAÇ DEĞİL SİYASET BİR ARAÇTIR!

SİYASET AMAÇ DEĞİL SİYASET BİR ARAÇTIR!
0

BEĞENDİM

ABONE OL

ŞÜKRÜ IŞIK

Siyaset amaca yönelik hedefe gitmek için kullanılan bir araçtır. Amacınızın ne olduğuna bağlı olarak güzel ya da çirkin bir yol izler.

Bazı insanlar bulundukları yeri, mensubu oldukları cemaati ön planda tutmak, hatırlatmak, o guruba o cemaate sempati halkası oluşturmak için siyaset yaparlar. Bu tiplerin adaylığında şu parti performansı, şu adayın performansı değil şucuların performansı nam altında cemaat dillendirilir.
Burada hedef cemaati gündemde tutmaktır ve siyaset araçtır!

Bazı insanlar sadece isimleri ya da soy isimleri ya da aile geçmişi nedeniyle aday yapılırlar. Geçmişte marka olmuş ve şu an olmayan bir aile ya da bir şahsın yakını o marka olmuşun oluşturduğu sempati halkasından faydalanmak için aday yapılır. Burada parti aday adayları içerisinde seçim yaparken liyakatin yanına geçmiş başarı marka ismi kendisi olmasa da artı değer olarak görür.
Burada amaç partiyi bir numara yapmaktır ve siyaset araçtır!

Bazı kişiler de makam koltuk hırsı vardır. Oturdukları koltuğu bırakmamak adına ne gerekiyorsa onu yaparlar. Dön sövdüklerini bu gün övmek dâhil her yol mubahtır. Esas olan koltuğun kalıcılığıdır. Üç dört parti değiştirirler aday olmak esası ile hatta parti bulamazlarsa bağımsıdan aday olurlar neticesinde bir yerden tekrar aday olurlar.
Burada amaç kişisel ikbal için racon kesmektir ve siyaset araçtır!

Bazı yeni kurulan partiler kendi tanıtımlarını yapmak için, bizde sahaya indik demek için, istikbalde bunlar olmazsa biz olacağız demek için sahneye çıkarlar. Aday bulmakta zorlansalar da, hiçbir varlık göstermeseler de ileriki seçime referans olsun diye aday gösterirler.
Bu partiler için parti ismini gündemde tutmak amaç siyaset araçtır!

Tüm bu kargaşa da birde idealistler vardır.
Tüm bu siyaset cambazlığının ortasında, bölgesine, şehrine hizmet etmek isteyen, siyaseti bilen ama çirkefliğini bilmeyen idealistler. Bunlar kendi partilerinde bile “Acaba” sorgusu ile karşılaşırlar. İdealistlik tavizsizlik demektir, eğilmemek demektir dik durmak demektir…
Acaba bu başkanla nasıl yaparız… Bu soru idealistin parti yöneticilerinin kafasında bir soru işareti olarak kalır da kalır!
İşte tam burada, sadece burada AMAÇ HİZMETTİR ve
SİYASET BU HİZMETE GİTMEK İÇİN KULLANILAN BİR ARAÇTIR!

Başa oynayan tüm siyasi oluşumlarda aday belirleme sürecinde küskünlükler, kırılmalar, saf değiştirmeler, provokeler olmaktadır ve olmuştur. Tepeden inen aday nedeniyle bir partinin ilçe teşkilatı çökmüştür. Aday yapılmadı diye girdiği üçüncü partiden istifa eden şahıs dördüncü partide aday olmuştur. Kendi partisinde “Satıldık” diyen bir gurup bir başka partiden listeye girmiştir. Kısaca kimin eli kimin cebinde karışmıştır.
Yukarıdaki satırlar hiçbir kurum parti ya da şahsa yönelik değil, 50 yıllık siyaset birikimimin olası senaryosudur. Kimse üzerine alınmasın!
Benim için siyaset HİZMETE YÖNELİK BİR ARAÇTIR.
Amaç hizmet etmek ise gerekli değilse gereksiz bir oluşumdur.
25 Mart 2009 tarihinden itibaren de kesin olarak siyaseti bırakmış, kendi çizgisinde, doğrularından taviz vermeyen, demokrat, jakoben, Atatürkçü,
Türk Milliyetçisi bir PARTİSİZ ÜLKÜCÜYÜM.
Genel seçimde bizim kuşak ÜOD yöneticileri olarak yaptığımız istişarede “Başbuğun emaneti baş göz üstüne” dedik ve Ayyüce hanımı milletvekili yapana kadar destekledim. Seçildiği günden itibaren de hiç irtibatımız olmadı, olması da gerekmezdi çünkü maksat hâsıl olmuştu.
Bu seçimde eylemsiz kalma noktasında iken yeğenimiz çıktı, Kozan’da belediye başkan aday adayı oldu. O andan itibaren nasıl Ayyüce hanıma babası hatırına destek verdi isem babası rahmetli Namık ÂDEM adına da kızına, ,
Sudiye Gizem Aksoylu ’ya destek verdim.
Aday adaylık süresi bitti aday oldu, listeler oluşmaya başladı derken 20 Şubat saat 01.45 Gizem yeğenimiz aradı “ Amca listeleri yazıyoruz, iznin olursa seni kontenjan bire yazmak istiyorum”.
“ Açık desteğimizi baştan ilan etmişiz, nerde nasıl faydam olacaksa oraya yaz”

Netice: Şu an at başı giden Kozan seçiminde yeğenim Sudiye Gizem listesinde kontenjan adayıyım.
Son 10 yıldır ayrım yapmaksızın Adana merkezde yaşayan Kozan’lıları bir araya getirmeye çalışıyorum. İmamoğlu, Kozan, Feke, Saimbeyli, Tufanbeyli kökenli olup Adana merkezde yaşayan insan sayısı 800.000. Yani merkez nüfusun % 40’ı, yani en büyük siyasi güç…
Sorun bir araya gelmeyi bilmeyenler ordusuyuz.
Kozan için en liyakatli, en ufku açık, en iyi aday Gizem… Bunu tüm samimiyetim ve 40 yıllık inşaat mühendisi şehircilik deneyimimle söylüyorum.
Onu kazandırdığımız zaman ben otomatikman Adana Büyükşehir belediye meclis üyesi oluyorum. O zaman da 10 yıldır mücadelesini verdiğim Adana’daki Kozan’lıları bir araya getirmede etkin bir konuma gelmiş oluyorum.
Buda siyasetin bonusu olsun!

Kozan için, Kozan’a hizmet için…
Liyakatli, donanımlı gençlerin siyasette önünü açmak için…
Adana’da Kozan’lıları bir araya getirmek için…
Kısaca KOZAN’A, KOZAN’LIYA HİZMET İÇİN…
Parti ayrımı yapmaksızın SUDİYE GİZEM AKSOYLU’YA DESTEK İSTİYORUM!
Muhabbetle Şükrü IŞIK İnş. Müh.

Devamını Oku

KOZAN’IN GÜLEN YÜZÜ: SUDİYE GİZEM AKSOYLU

KOZAN’IN GÜLEN YÜZÜ: SUDİYE GİZEM AKSOYLU
0

BEĞENDİM

ABONE OL

ŞÜKRÜ IŞIK

20 Şubat saat 01.40 civarı telefonum çaldı. Arayan Kozan CHP belediye başkan adayı Sudiye Gizem
“ Şükrü amca senden destek rica ediyorum, kontenjandan adayımız olurmusun”
“Biz sana destek olacağımızı ilk başta anons etmişiz, sana nerde nasıl faydamız olacaksa orda oluruz” dedim, “Yarın son gün olduğu için sabahtan gelip evrakları tamamlayıp imzalaman gerekiyor” dedi. Telefon kapattıktan sonra
e-devlet üzerinden istenen evrakları indirdim, diploma fotokopisini yanıma aldım, sabah 08.00 civarı Kozan, önce kendi evraklarımı teslim imza işi arkasından Ömer Faruk Kaymaz abinin ofisinde istişare…
Netice iki aksakallı amca, ben ve Ömer Faruk Kaymaz abi yeğenimiz Gizem’e destek olmak üzere kontenjan ilk iki sıradan aday olduk.
Yerel seçimlerde parti ikinci hatta üçüncü sırada gelir. Öncelik aday, sonra belediye meclis üyeleri son sırada partisi…
Gizem Kozan Anadolu lisesini bitirene kadar Kozan Şevkiye kızı, üniversite tahsili + mesleğini ifa ederken de İstanbul gibi bir metropolde ayakları üzerinde durabilmiş bir genç Kozan sevdalısı. Üstüne üstlük Beşiktaş belediye meclis üyesi bir belediyeci, idealist bir hukukçu, Kozan için çok güzel projeleri olan ufku açık bir genç politikacı.
Daha seçilmeden gitti İstanbul’da Ekrem İmamoğlu’ndan destek sözü aldı. Bilen bilir bunun manası büyükşehirden araç gereç bağışı demektir bu.
Belediye meclis üyeleri özenle seçilmiş, liyakatli bir kadro. Her kesime hitap edebilen, konulara hâkim bir ekip.
Çok başarılı olacağına inandığım elit bir kadro.

Not:
Listeler açıklandığı andan itibaren sosyal medya özelim ve telefonum saat gibi çalışmaya başladı. Destek mesajları, şaşkınlık ifadeleri, memnuniyet tebessümleri, başarı dilekleri… Hepinize ayrı ayrı teşekkür ediyorum.

1976 Üniversite hayatı ile Adana’ya yerleşmiş, o yıldan bu yana 80 ihtilali dinlencesi ve askerlik harici Adana’da yaşayan Tapan kökenli bir Kozan sevdalısıyım.
Uygulamacı inşaat mühendisi olmam nedeni ile Kozan’da basit dokunuşlarla Kozan’ın kaderini değiştirecek birçok projem var. Projelerimi Gizem Aksoylu başkanla birlikte hayata geçirebilecek ve Kozan’ın uzun vadeli gelişimine katkı sağlayacağımıza inanıyorum Kozan’ı hak ettiği noktaya çıkaracak güç ve kararlılıktayız.
DESTEK SİZDEN; HİZMET ÜRETMEK BİZDEN!
Muhabbetle

Devamını Oku

2028 ve EKREM İMAMOĞLU

2028 ve EKREM İMAMOĞLU
1

BEĞENDİM

ABONE OL

ŞÜKRÜ IŞIK

Yıl 1993 etkin, ehil ve akil bir abimiz ziyareti sırasında uzunca bir yorum yapmıştı, özetlersem;

“2000 yılına doğru ülke gerilim ortamlarına sokulacak, bunun neticesinde üzerine İslam gömleği giymiş bir ABD partisi kurulacak ve tek başına iktidara gelecek. En az 15-20 yıl iktidarda kalacak, anayasayı değiştirecek çoğunluğu yakalayacak, radikal kararlar ve uygulamalar yapacak. Bu süreç sonunda çok yıpranacak olursa yerine sosyal demokrat Amerikancı bir parti iktidara getirilecek ve İslamcı partinin bıraktığı yerden icraatlara devam edecek.

80 ihtilalinden bu yana Evren, Özal, Çiller ile devam eden ABD kontrolü daha etkin olarak devam edecek. Neticede Ortadoğu’da hayal bile edemeyeceğin değişiklikler olacak”

Aradan 6-7 yıl geçti, Batı Çalışma Gurubu, başörtüsü sorunu, kombassan, Yimpaş vs holdinglerin fişlenmesi, Sincan’da tankların yürütülmesi, 28 Şubat gerilimi, post modern darbe çıkışı ve akabindeki gelişmeler…

IMF’li Kemal Derviş’in acı reçetesi ile enflasyon canavarı alt edilmiş, ülke ekonomisi rayına girmişken Devlet Bahçeli bilinmez nedenli çıkışı ile ülke seçime gitmek zorunda kaldı.

Netice 2002 yılında AKP büyük bir sürpriz yaparak iktidara geliverdi. Tüm partiler baraj altında kaldı ve Meclis AKP ve CHP’li iki partiye kaldı.

Böylece bana 1993 te anlatılan senaryo fiilen hayatımıza girmiş oldu.

Arap baharı, BOP eş başkanlığı, Suriye iç savaşı, 36. Paralel, PYG-YPG Kuzey Suriye’de konuşlanma derken adım adım yeniden haritalar çizilen bir Ortadoğu’ya dörtnala gidiyoruz.

Seçilmişlerden olduğunu düşündüğüm Ekrem İmamoğlu, ANAP kökenli bir Karadeniz uşağı olmasına rağmen tercihini CHP için kullandı ve Önce Beylikdüzü sonra İstanbul büyükşehir belediye başkanı oldu. Beylikdüzün’de CHP’nin oylarını % 30’lardan % 51’lere çıkardı. Büyükşehirde yenilenen seçimde %54 oy alarak Erdoğan’a rağmen başarı imajı oluşturdu. Kanal İstanbul projesine karşı dik duruş gösteriyor. Ekrem İmamoğlu bu ve benzeri nedenlerle “Recep Tayyip Erdoğan iktidarından kurtuluş reçetesi” gibi sunulmaktadır. Merkez sağ ile diyalog kurabilmesi, Kuran okuması vs., Milliyetçi söylemleri kullanabilmesi gibi nedenlerle CHP üzerindeki algıyı kırıp CHP’yi sol imajından çıkarıp Atatürk Milliyetçisi eksenine oturtma dolayısıyla % 35 değil bütüne hitap etme imkanını sağlıyor.

Türk siyasetinde kartları yeniden karılıyor, kutuplaşmanın olmadığı, Sağ sol yerine Milli birlik, Ulusal Birlik diyen, Atatürk ilke ve inkılaplarında bir araya gelebilen, Her türlü emperyalizme karşı olan kısmın adres arayışına Ekrem İmamoğlu ışık oluyor.
Her türlü entrikaya rağmen bu seçimin galibi olacak, dolayısıyla 2028 de doğal cumhurbaşkanı adayı olacak, o seçimi de kazanacak… Biz Erdoğan’dan kurtulduk diye sevineceğiz…

Ama Evren, Özal, Çiller, Erdoğan halkasına İmamoğlu’nun eklendiğini bilmeyeceğiz…

Umuyorum yanılıyorumdur!

Devamını Oku