Denizcilik, insanlık tarihinin her döneminde var olmuş önemli mesleklerden biridir. Ülkemizde 1700’lü yıllardan beri denizcilik faaliyetleri yürütülmektedir. Bu alandaki ilk eğitim kurumu 1773 yılında kurulmuştur. Bu okulda kaptan ve tersane mimarı yetiştirilmek üzere iki ayrı bölüm açılmıştır.
Denize kıyısı olan, ekonomik açıdan gelişmiş ülkelerde denizcilik alanına ciddî yatırımlar yapılmakta ve bu alanda geniş istihdam olanakları yaratılmaktadır. Dünyada ithalat ve ihracat taşımacılığının yüzde doksanından fazlası deniz yoluyla gerçekleştirilmektedir. Türkiye konumu nedeniyle, deniz ticaret filosundaki gemilerinin yük ve yolcu taşıma sığasını (kapasite) artırmak, donanım niteliğini iyileştirmek zorundadır. Denizcilik sektörü; ülkemizin coğrafî ve stratejik konumu göz önüne alındığında, bulunması gereken konuma henüz ulaşamamıştır. Denizciliğin en önemli unsuru nitelikli gemi adamıdır. Bu alanda, işverenle yaptığı bir iş anlaşması doğrultusunda gemilerde çalışan gemi kaptanı, zabitler, yardımcı zabitler, tayfalar ve yardımcı hizmet personeline denizci ya da gemi adamı denmektedir. Denizlerde çalışan nitelikli gemi adamlarının artması, Türk denizciliğinin dünyadaki yerini ve önemini artıracaktır. Meslekî bilgilerin yanında gemi adamının birden çok yabancı dil bilmesi, başarıyı da beraberinde getirecektir. Yabancı dil bilen, kendini geliştirmiş bir gemi adamı dünyanın her yerinde iş bulma imkânına sahiptir. Gemiler başında kaptan bulunan, güverte ve makine bölümlerinden oluşmaktadır. Güverte bölümünün başında amir olarak birinci zabit, makine bölümünün başında amir olarak baş mühendis ve baş makinist vardır. Gemide telsiz elektronik zabiti varsa, doğrudan kaptana bağlı olarak çalışır. Gemi adamları, dünya sularında Türk ve yabancı ticaret gemilerinde;