Adamın biri oğluna; (Senden iki isteğim var, birincisi, öldüğüm
zaman ayağımın birine eski bir çorap giydirmeyi ihmal etme. İkincisi
ise şu ağzı kapalı mektubu beni defnedinceye kadar açma,
defnettikten sonra aç oku) diye vasiyette bulundu.
Zaman geldi adam öldü. Kefeni saracağı zaman, oğlu babasının
vasiyetini arz ederek, (Babama mutlaka bir eski çorap giydireceğiz)
dedi. İmam, (Olmaz, dinimize göre ölü kefenden başka bir şeyle
gömülmez) dedi. Çocuk ısrar etti, ama fayda vermedi. Definden
sonra oğlu babasının bıraktığı mektubu okumaya başladı:
“Oğlum! Görüyorsun ya, o kadar malım mülküm olduğu halde,
bir eski çorabı bile beraber götüremedim. Elbette bir gün sen de
benim gibi öleceksin. Sana da birkaç metre kefenden başka bir şey
vermeyecekler. Sana bıraktığım malı, iyi harca, sarf edeceğin yerleri
iyi seç. Beş vakit namazını ve diğer ibadetlerini sakın aksatma,
dinde bildirildiği şekliyle tam yap. Çünkü senin kabre götüreceğin
amelinden başka bir şey değildir.”