Sual: (Kerameti gizlemek farz, göstermek ise haramdır. Bir
evliyanın kerametini gören kimse de evliyadır; çünkü evliya
olmayan keramet göremez) deniyor. Bunlar yanlış değil mi?
CEVAP
Evet yanlıştır.
Evliyanın kerameti, nice kimselerin gafletten uyanmasına,
hidayete kavuşmasına vesile olmuştur. Evliyanın kerametlerini
anlatan çok kitap yazılmıştır. Hilye-tül-Evliya, Reşehat, Tezkiret-ül
Evliya ve Cami’u keramat-il-Evliya bunlardan birkaçıdır.
Evliya olmayan keramet göremez ve kerameti gizlemek farzdır
demek ne kadar cahilce bir sözdür. Birkaç örnek verelim:
1- Hazret-i Süleyman’ın veziri Asaf, iki aylık mesafedeki
Belkıs’ın tahtını, göz açıp kapayıncaya kadar getirdi. (Neml 40)
Hazret-i Süleyman’ın veziri peygamber olmadığı halde, evliya
olduğu için bu kerameti göstermiştir. (Kerameti gizlemek farz,
göstermek haramdır) denirse, bu evliya zatın haram işlediği
söylenir. Haram işleyen kimse nasıl evliya olur ki?
2- Hazret-i Meryem’e her zaman taze meyve ve yiyecek
verilirdi. (Al-i İmran 37)
Hazret-i Meryem kış aylarında yaz meyveleri, yaz aylarında kış
meyveleri geldiğini niye gizlemedi ki? (Kerameti gizlemek farz,
göstermek haramdır) denirse, Hazret-i Meryem’i haram işlemekle
suçlamış oluruz.
3- Musa aleyhisselamla giden gencin sepetindeki pişmiş ölü
balık canlandı. (Kehf 86)
(Kerameti gizlemek farz, göstermek haramdır) denirse, bu
genç evliyayı haram işlemekle suçlamış oluruz.
4- Hazret-i Ömer, Medine’de hutbe okurken, İran’a gönderdiği
ordu mağlup olmak üzereyken, bu hali görüp, kumandana, (Yâ
Sariye, arkanı dağa ver) buyurdu. O da dağa yanaştı ve zafere
kavuştu. (Cami-ul-keramat, Kısas-ı enbiya, Şevahid, İrşad-üttalibin)
Hazret-i Ömer bunu herkesin içinde söyledi. (Kerameti
gizlemek farz, göstermek haramdır) denirse, Hazret-i Ömer’i
haram işlemekle suçlamış oluruz.
5- Hazret-i Osman, yanına gelen birine, (Gözünde zina eseri
var. Bir kadına bakmışsın) buyurdu. O kimse, (Nereden bildin?)
dedi. Hazret-i Osman da, (Müminin firasetinden korkun, o, Allah’ın
nuru ile bakar) hadis-i şerifini bildirdi. (Buhari, Cami-ul-keramat)
(Kerameti gizlemek farz, göstermek haramdır) denirse,
Hazret-i Osman’ı haram işlemekle suçlamış oluruz.
6- Hazret-i Ali, vefat ederken, (Tabutumu Arneyn’e götürün,
orada ışık saçan bir kaya görürsünüz. Beni oraya defnedin!)
buyurdu. Öyle yaptılar, dediği gibi buldular. (Şevahid-ün-nübüvve)
(Kerameti gizlemek farz, göstermek haramdır) denirse,
Hazret-i Ali’yi haram işlemekle suçlamış oluruz.
7- Hazret-i Ömer’in oğlu Abdullah, insanların yolunu kesen
aslana, (Derhal uzaklaş) der demez, aslan, kuyruğunu sallayarak
uzaklaştı. İbni Ömer hazretleri, “Resulullah elbette doğru söyler”
diyerek, (Allah’tan korkandan her şey korkar) hadis-i şerifini
bildirdi. (Hakim)
(Kerameti gizlemek farz, göstermek haramdır) denirse, İbni
Ömer hazretlerini haram işlemekle suçlamış oluruz.
8- Hazret-i Hasan, Abdullah bin Zübeyr ile yola çıkmıştı.
Ağaçları kurumuş bir hurmalıkta dinlendiler. Abdullah bin Zübeyr,
(Ağaçta hurma olsaydı, yerdik) dedi. Hazret-i Hasan, dua etti. Bir
ağaç hemen yeşerip hurma ile doldu. (Şevahid-ün-nübüvve)
(Kerameti gizlemek farz, göstermek haramdır) denirse,
Hazret-i Hasan’ı haram işlemekle suçlamış oluruz.
9- Hazret-i Hubeyb, esir edilince, yanına gelenler, onun önünde
taze üzüm görürlerdi. (Buhari)
10– Avn bin Abdullah güneşte uyurken, bir bulut ona gölge
ederdi. (Ebu Nuaym)
(Kerameti gizlemek farz, göstermek haramdır) denirse, bu
zatları haram işlemekle suçlamış oluruz.
Abdülkadir-i Geylani hazretlerinin kerametleri dillere destan
olmuştur. Gizleseydi bu kadar etrafa nasıl yayılırdı ki? Bir Yahudi,
(Sizin Peygamberiniz, (Bu dünya müminlere zindandır, kâfirlere
Cennettir) diyor. Yani ben şu perişan halimle Cennette miyim? Sen
de şu haşmetinle zindanda mısın?) diye sordu. Abdülkadir-i Geylani
hazretleri attan inerek, sağ kolunun içini gösterip Yahudi’ye, (Bak ne
görüyorsun) buyurdu. Yahudi, (Muazzam bir Cennet var. Siz de,
orada zevk içinde oturuyorsunuz) dedi. Yahudi’ye, (Şimdi söyle,
Cennet, bu dünya mıdır, yoksa şimdi gördüğün o geniş mekân
mıdır?) diye sordu. Yahudi (Cennetteki yerini gördüm. Hakikaten
burada sen zindandasın) dedi. Sonra sol kolunun içini gösterip
Yahudi’ye, (Bak ne görüyorsun) buyurdu. Cehennemde yanarken
kendisini gören Yahudi dehşete kapılıp, içini korku sardı. Gerçekten
Gavs’ın dünyada zindanda olduğunu, kendisinin de Cennet gibi
yerde olduğunu anlayıp hemen Müslüman oldu.
(Bir evliyanın kerametini gören kimse de, evliyadır; çünkü
evliya olmayan keramet göremez) sözünün ne kadar saçma
olduğu, bu menkıbeden de anlaşılmaktadır. Yahudi’ye gösterdi.
Yahudi evliya değildi. Birçok menkıbede, kerameti görenlerin, fâsık
hatta kâfir oldukları biliniyor. Buna rağmen böyle saçma bir söz nasıl
söylenebilir ki?
Seyyid Fehim Arvasi hazretleri talebeleriyle Van gölü kıyısında
giderken gölde bulunan (Ahtamar) adasındaki ermeni kilisesinden
bir papaz çıkarak su üstünde yürümeye başlar. Bunu gören
talabelerden, birkaçının hatırına gelir ki, (Allahın düşmanı
dediğimiz papaz, su üzerinde yürüyor da, Evliyanın büyüğü,
Allahü teâlânın sevdiği, seçtiği kulu bildiğimiz, Seyyid
hazretleri, acaba neden yürümeyip kıyıdan dolaşıyor?) Seyyid
Fehim hazretleri, bu düşünceyi anlayıp, mübarek ayaklarındaki
nalınları ellerine alıp, birbirlerine çarpar. Nalınlar birbirine çarptıkça
papaz suya batar ve boğulur. Sonra, böyle düşünene dönerek, (O,
sihir yaparak, su üstünde gidiyordu. Böylece, sizin imanınızı
bozmak istiyordu. Nalınları çarpınca sihri bozularak battı.
Müslümanlar sihir yapmaz. Allahü teâlâdan keramet istemekten
de haya ederler) buyurdu. Kerametiyle, papazın sihrini bozdu.
Evliya kerametini gizler, göstermek istemez; ama ihtiyaç
duyulunca gösterir. Zaten Evliya durup dururken keramet
göstermez. Bir ihtiyaç hissederse, o zaman elinde olmayarak da
görülebilir.
MANŞETLER
7 saat önceMANŞETLER
8 saat önceEKONOMİ
8 saat önceMANŞETLER
8 saat önceMANŞETLER
8 saat önceMANŞETLER
4 gün önceMANŞETLER
6 gün önceVeri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.
Yorum yapabilmek için giriş yapmalısınız.