Bayezid-i Bistami hazretlerine sevenlerinden birkaçı, (Filan
şehirde âlim evliya bir zat var, ziyaret edelim) diye ısrar ettiler.
Sonunda bunları kırmamak için razı oldu, o zatı görmek için yola
çıktılar. Nihayet o zatın bulunduğu şehre geldiler. Camiyi sorup, o
yöne doğru yürüdüler. Tam camiye 200-300 metre kalmıştı ki o zatı
caminin önünde gördüler. Hemen, (İşte efendim, o mübarek zat,
şu gördüğümüz kimse) diye söylediler. O zat o anda yere tükürdü.
Bunun üzerine Bayezid-i Bistami hazretleri (Geri dönüyoruz,
görüşmeye lüzum kalmadı) dedi. Sevenleri ısrar etti, (Efendim
bunca yolu kat ettik, o mübarek zat da şu, görüşmeden nasıl
geri döneriz) dediler. Fakat ısrarları fayda vermedi. Sevenleri yine
(Âlim ve evliya zattır, bir görüşsek) diye ısrar edince, Bistami
hazretleri buyurdu ki:
(O kimse, evliya ve âlim olamaz. Kıble tarafına tükürdü. Bu
adam Resulullaha karşı lazım olan edeplerden birini gözetmedi.
Veli olmak için lazım olan edepleri de gözetemez. Hiçbir bi
edeb, vasılı ilallah olmamıştır. Yani hiçbir edepsiz Allahü
teâlânın veli kulu, sevgili kulu olamamıştır.)