Bir varmış bir yokmuş. Türkiye’nin bir köyünde Nasrettin Hoca adında yaşlı bir adam yaşarmış. Koca bir göbeği, upuzun bir
sakalı ve kafasında dev bir bal kabağına benzeyen bir sarığı varmış, akıllı ve muzip bir adammış.
Bir gün, köyün çocukları Hoca’ya bir oyun oynamak istemişler. Derenin kenarına oturup ayaklarını suyun içine
sarkıtmışlar. Tam Nasrettin Hoca yanlarından geçerken ondan yardım istemişler.
“Hoca! Hoca! Lütfen bize yardim et!” diye bağırmışlar. Hoca hemen durup dertlerinin ne olduğunu sormuş.
“Ayaklarımız birbirine karıştı. Hangisi kimin bilemiyoruz! Eğer ayaklarımızı bulamazsak evlerimize gidemeyiz. Lütfen hangi
ayağın hangimizin olduğunu bulmamıza yârdim et,” diye bağırmışlar.
“Nasrettin Hoca çok görmüş geçirmiş bir adammış. Ufacık çocukların oyununun altında kalamazmış.
“”Evet, anladım,” demiş gülümseyerek. “Olur, böyle şeyler ama meraklanmayın, ben çaresini biliyorum.”
Hoca eline yapraklı bir ağaç dalı almış ve suyun içine girmiş. Sonra da çocukların ayaklarını dalla gıdıklamaya başlamış.
Ayakları gıdıklandıkça, çocuklar teker teker sıçrayarak sudan çıkıp, karınları ağrıyıncaya kadar gülmüşler.
“İste!” demiş Hoca, “Gördünüz mü, nasıl da buldunuz ayaklarınızı?”
EKONOMİ
5 gün önceDÜNYA
7 gün önceMANŞETLER
7 gün önceMANŞETLER
7 gün önceDÜNYA
7 gün önceDÜNYA
7 gün önceMANŞETLER
7 gün önceVeri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.
Yorum yapabilmek için giriş yapmalısınız.