Ensârın sancaktarlarından.
Sa’d bin Ubâde, ikinci Akabe bîatinda Müslüman oldu. O da bu
bîatte, Peygamberimizle görüşüp, kendi canlarını ve mallarını
korudukları gibi Peygamberimize yardım edeceklerine söz veren
Sahâbîlerdendi.
Her gün yemek gönderdi
Bu bîatte seçilen 12 temsilciden biri de Hazret-i Sa’d bin
Ubâde’dir. Çok zengin ve cömert idi. Peygamber efendimiz Medîne-i
münevvereye hicret ettiğinde, Hazret-i Hâlid bin Zeyd’in evinde yedi
ay misâfir olmuştu. Sa’d bin Ubâde hazretleri, Peygamberimize bu
misâfirliği sırasında her gün yemek göndermiştir. Hicretin ikinci
yılında yapılan ve ilk gazve olan Ebvâ gazvesinde, Hazret-i Sa’d bin
Ubâde Medîne’de vekil olarak görevlendirildi.
Peygamberimiz Bedir savaşı yapılmadan önce müsâvere
heyetini topladığında, Sa’d bin Ubâde hazretleri de bu heyette
bulunmuştur. Bedir ve Uhud savaşlarına katılmıştır. Uhud savaşında
Peygamberimiz Hazrec kabîlesinin sancağını Sa’d bin Ubâde
hazretlerine vermiştir. Bu savaşta düşman karşısı da büyük bir
sebatla savaşmıştır.
Müreysi gazâsında ensârın sancağı onun tarafından taşınmıştır.
627 yılında vuku bulan Gared gazvesinde, orduya erzak olarak on
deve yükü hurma vermiştir. Onun bu hizmeti üzerine
Peygamberimiz, “Allahım Sa’d’a ve Sa’d ailesine rahmet eyle!”
diyerek dua etti ve buyurdu ki:
– Sa’d bin Ubâde ne iyi kimsedir.
Hazrec kabîlesinden olanlar da dediler ki:
– Yâ Resûlallah! Sa’d bin Ubâde aramızda büyüğümüzdür.
Babası da öyle idi.
Kuraklık ve kıtlık yıllarında halkı doyururlar, yolda kalanlara da
yardım ederlerdi. Misâfirleri ağırlarlar, musibet ve ihtiyaç
zamanlarında yardım yaparlar, kabileleri yurtlarına göçürürlerdi.
Bunun üzerine Peygamberimiz buyurdu ki:
– Câhiliye devrinde en ileri olanınız, İslâmiyette de en
ileridir.
Ensârın sancağını taşıdı
Hendek savaşı yapılmadan önce, Peygamberimiz istişâre için
Sa’d bin Mu’âz ve Sa’d bin Ubâde’yi çağırmıştı. Bu istişâre
sırasında, Peygamberimizin emirlerine uymakta en ufak bir tereddüt
göstermeyeceklerini ve müşriklerle savaşmaya, canlarını fedâ
etmeye hazır olduklarını belirtmişlerdir.
Bu sırada gösterdikleri sebat ve düşmanla çarpışma
hususundaki kararları karşışıda, Peygamber efendimiz çok memnun
olmuştur. Hendek savaşına da katılan Sa’d bin Ubâde hazretleri, bu
savaşta ensârın sancağını taşımıştır.
Hendek savaşından hemen sonra yapılan Benî Kurayza
gazâsında bütün orduya yiyecek vermiştir. Hudeybiye
antlaşmaşında ve Bîat-i Ridvânda bulundu. Hayber gazvesindeki
ordunun kumandanlarından birisi de Sa’d bin Ubâde idi. Mekke’nin
fethinde de bulundu. Bu sırada sancaklardan birini de o taşıdı.
Bundan sonra vuku bulan Huneyn gazvesinde Hazrec kabîlesinin
sancağını taşıdı.
Sa’d bin Ubâde hazretleri, vefat edinceye kadar canıyla ve
malıyla devamlı hizmette ve cihadda bulunmuştur. Medîne civarında
pek çok arazisi, bağı ve bahçesi vardı. Evi, Medîne’nin kenar
mahallesinde idi. Mescid-i Nebîye uzak olduğu için, orada bir mescit
yaptırmıştı.
Hazret-i Sa’d bin Ubâde, sülâlece cömert bir âiledendi. Dedesi,
“Et, yağ isteyen, Düleym’in evine gelsin” diye nida ettirir ve gelenlere
et ve yağ dağıtırdı. Düleym vefat edince, oğlu Ubâde de aynı şekilde
nida ettirir ve gelenlerin ihtiyaçlarını görürdü.
Su sadakası iyidir
Hazret-i Sa’d, dedelerinden beri sürüp gelen bu cömertliklerini,
Müslüman olduktan sonra daha çok artırmıştır. “Allahım, bana
cömertlik yapabileceğim mal ver” diye dua ederdi.
Kale şeklinde bir evi vardı. Orada ikâmet ederdi. Burada hergün
büyük ziyâfetler verirdi. Herkes oraya gidip, yer içerdi.
Eshâb-ı kirâm içinde Eshâb-ı Suffa denilen kimsesiz, yoksul
Müslümanlardan hergün 80 kişiye yiyecek ve içecek verirdi.
Resûlullah efendimiz hicret edince de, Peygamberimize her
gece et, süt ve tereyağı veya yemek gönderirdi.
Annesi vefat edince, Peygamberimize gelip dedi ki:
– Yâ Resûlallah! Annem öldü. Ona ne iyilik yapabilirim?
Peygamber efendimiz buyurdu ki:
– Su sadakası iyidir. Zîrâ sadaka vermek, Allahü teâlânın
gadabını yumuşatır. İnsanı azâbdan kurtarır. Eceli gelmemiş
olan hastanın şifâ bulmasına sebep olur.
Bunun üzerine Hazret-i Sa’d bin Ubâde Medîne’de bir kuyu
açtırdı. “Sikâye-i âl-i Sa’d” adını verdiği bu su kuyusunu
Müslümanların iştifadesine sundu.
Arap kabîleleri içinde ensârdan olan Evs ve Hazrec kabîlesinin
İslâma çok büyük hizmetleri olmuştur. Savaşlarda çok şehit
vermişlerdir. Sa’d bin Ubâde ve Sa’d bin Mu’âz bu kabîlelerin en ileri
gelenlerinden idi.
Her ikisinin de İslâmiyete hizmetleri ve Müslümanlar için
gösterdiği fedakârlıkları, akılları şasırtacak derecede idi. Bu uğurda
feda etmedikleri hiçbir şeyleri kalmamıştı. Mallarıyla, canlarıyla
hizmet ettiler. Sa’d bin Mu’âz Peygamberimiz hayatta iken şehit
olmuştur.
Hizmete teşvik etmiştir
Onun vefatından sonra, Ensâr arasında en önde gelen zat, Sa’d
bin Ubâde olmuştur. O da dâimâ İslâmiyete hizmet etmiş, Medîneli
Müslümanları Dîn-i İslâm için fedâkârlık ve hizmet etmeye teşvik
etmiştir.
Hazret-i Sa’d bin Ubâde, Hazret-i Ebû Bekir’in halîfeliği
sırasında Medîne’de ikâmet etti. Sonra Şam tarafında Havran’a gitti.
Ömrünün sonuna kadar orada yaşadı. 635 senesinde orada vefat
etti. Gûta kasabasında defnedildi.
Sa’d bin Ubâde hazretleri, Peygamberimizden bizzat işiterek
hadis-i şerif rivâyet etmiş ve hadis-i şerif öğrenmekle meşgul
olmuştur. Rivâyetleri, meşhur hadîs kitaplarından olan Kütüb-i
sittenin dördünde yer almıştır.
EKONOMİ
5 gün önceDÜNYA
7 gün önceMANŞETLER
7 gün önceMANŞETLER
7 gün önceDÜNYA
7 gün önceDÜNYA
7 gün önceMANŞETLER
7 gün önceVeri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.
Yorum yapabilmek için giriş yapmalısınız.