Evliyanın büyüklerinden bir zat, hac zamanında insan kılığına
girmiş olan İblisi Arafat’ta gördü. Zayıflamış ve benzi solmuş, gözü
yaşlı ve kamburu çıkmış, perişan bir haldeydi. Evliya zat, İblisi
tanıyıp ona dedi ki:
– Niçin gözün yaşlıdır?
– Ticaret yapmak fikri olmadan, sırf Allah rızası için hac
yapmaya gelenlerin, bu arzuları yüzünden diğerlerinin de haclarının
Allah tarafından kabul edilmesinden korktum. Onun için ağlıyorum.
– Seni zayıflatan nedir?
– Hacıları getiren atların inlemeden, kişneyerek gelmelerine
üzüldüm. Halbuki benim yoluma gidenleri böyle götürselerdi,
sevincim çok artardı.
– Peki, benzini solduran nedir?
– Müslümanların ibadetlerine devam etmeleri ve birbirleriyle
yardımlaşmalarıdır. Şayet isyanda yardımlaşsalardı, sevincim
artardı.
– Seni çökertip, belini büken nedir?
– Kulların, (Ya Rabbi, iman ile ölmemi nasip eyle) diye dua
etmeleridir. Halbuki ben onları, kendi ibadetlerini beğendirip veya
Allah affeder diye yalan yanlış yaptırıp veya sonra yaparsın diye
kandırıp imansız gitmeleri için çalışmaktayım. Allah’a böyle
yalvaranların, benim bu iş için çalıştığımı anlamalarından, tedbir
almalarından korkuyorum.