Sevgisiz yürekler bilesin boştur
Seven ve sevilen can mübarektir
Sıladan ayrı geçen bir ömürden
Birlikte yaşanan gün mübarektir
Affetmek büyüklük ceza vermekten
Hür ölmek şerefli esir olmaktan
Dünyalık için hırsızlık yapandan
Aç mide, çıplak vücut mübarektir
Zararlı insandan faydalı hayvan
Okumuş cahilden yararlı çoban
Zulüm karşısında yapılan isyan
Zalime duyulan kin mübarektir
Mamak Ceza evi / 01*08*1982
Ramazan’ı şerif geldi Hamdolsun. Cümlenizin, Tüm Türk ve İslam aleminin, Tüm insanlık aleminin Ramazan’ı şerifi mübarek olsun.
Bu mübarek günler hürmetine Cenab-ı Allah cümlemizin yar ve yardımcısı olsun.
Rabbim cümlemize sağlıklı, huzurlu, hakkıyla oruç tutmayı, ibadet etmeyi nasip etsin. Bu mübarek anların hürmetine biz acizlerin dualarını kabul etsin inşAllah.
Anadolu, tarihi çok eskilere dayanan, kendine has kültürü olan, güzellikleri olan mübarek bir beldedir.
Dünya tarihin de her zaman cazibe merkezi olmuş, her zaman hakim güçlerin iştahını kabartmış, sahip olma savaşları hiç bitmemiştir. Özellikle bu topraklar üzerinde Türk İslam mührü vurulduktan sonra bu sahip olma, ele geçirme mücadelesi, şekli ve şartları değişse de hep devam etmiştir ve günümüzde ki bizleri endişeye sevk eden gelişmeler bu mücadelenin bir ürünüdür.
Kısaca bu topraklarda yaşıyorsan, bu topraklara sahipsen bir bedeli vardır ve biz bu bedeli ödedik, ödeyeceğiz, öderiz…
Yukarıda yazdığım şiir, bu bedelin ufak bir ödentisi olan, bizim kuşağın Mamaklı günlerinde yazdığım bir şiirdir… Yazalı 31 yıl da olsa bazı kriterler hala değişmemiş …
Zulüm karşısında yapılan isyan / Zalime duyulan kin mübarektir
Hakim güçler hakimiyet savaşlarını günümüz şartlarına uyarlamış, savaşın teknik ve taktiği değişmiş, birebir cephe savaşı yerine yönetenleri taraftar yapma şekli ile hakimiyetlerini iç yandaşlar aracılığı ile sürdürme şekline döndürmüşlerdir. 80 öncesi Avrupa zihniyeti hakimiyeti diye genelleyeceğimiz bu yandaş hakimiyet süreci 80 ihtilalinde “bizim çocukların işi başarması” ile ABD kontrolüne geçmiş ve devam etmektedir. Netice olarak şekil değişse de zulüm değişmemiştir, karşı çıkış, isyan ise kin duymadan öteye gidememiş, örgütlü bir Milli refleks tamamen bitirilmiştir.
Dostlar, Anadolu öyle bir mübarek beldedir ki, her karışında şehit kanı vardır. Anadolu yapılan tüm tezgahlara, çevrilen tüm oyunlara rağmen sallansa da ayakta duruyorsa bizler kadar toprağın altındakilerin de sahiplenmesi sebeptir buna… Bakara suresinin 154. ayetiyle Ali İmran suresinin 169-170. ayetleri açıklamakta, onların gerçekte ölmedikleri vurgulanmaktadır. Zira ölüm denilen hakikatin ruha değil bedene geldiği, ruhun bedenden ayrıldıktan sonra ölmeyeceği Allah’a imanı olanlar için bilinen bir gerçektir. Dolayısıyla bu toprakların en az bizler kadar sahipleri olan şehitlerin gerekli anlarda biz yaşayanlara nasıl yardım ettikleri ile ilgili menkıbeler asırlardır anlatıla gelir.
İşte ilk günlerini idrak ettiğimiz Ramazan ayı hürmetine, bize düşen mücadeleyi yasal çerçevede yaptıktan sonra tevekkül edip işi, işin sahibine bırakıp, şühedanın da manevi alemden desteği ile oyunları bozmayı, sıkıntıları aşmayı ümit etmektir.
Yeise düşmeyeceğiz!
Unutmayın, bizler seferle yükümlüyüz, zafer Cenab-ı Allah’ın taktiridir.
Not: geçtiğimiz günler de acısı hala içimizde olan iki olayın yıldönümü idi.
Madımak ve Başbağlar….
Her iki olayda derinlerde kurulan bir senaryonun gereği ve hedefinde alevi-sunni çatışması hedefleyen bir provokasyondu.
Birinde failler yakalandı, mahkum oldu, af vs derken çıktılar… avukatlarından 8 kişi mecliste vekil oldu !
Birinde ise failler yakalanmadı ve yakalanmaz…
Bunlar bilinen gerçekler…
Her iki yıl dönümde de acı paylaşmı, anma ve tarafın belli olması adına yukarıdaki ifadeleri kullanarak kınama yaptım. Alevisi ile sunnisi ile bizim insanlarımızın yanında oldum. Madımakı anma adına bir çok sunni arkadaşım da benim gibi yaptı… Ama Başbağlar da aynı duyarlılığı göremedim, Hem alevi sunni ayrımı yapmaksızın insanlarımızdan hem de basınımızdan gerekli desteği göremedim.
Beyler, özellikle karmaşık labirentlerden geçtiğimiz bu günlerde alevi sunni ayırımı yapmaksızın bir olmalı, birlik olmalı ve bunu sergilemeliyiz….
Hatta bu iki olayın olduğu haftayı ALEVİ- SUNNİ KARDEŞLİK HAFTASI ilan edip, birlikte anma toplantıları yapabilmeli, emperyalistlere karşı güç birliği duruşu sergilemeliyiz……
Bu duygu ve düşüncelerle Ramazan-ı şerifin tekrar hayırlara vesile olmasını diliyorum.
Allah cc kendisine layık kul olmayı cümlemize nasip etsin inşAllah….
Selam ve dua ile
Şükrü IŞIK/ Gaziantep